Rusya ile ilk diplomatik münasebet II. Bayezid döneminde büyük bir diplomatik krizle başladı.
Rusya ile Osmanlı devletinin ilk diplomatik münasebeti 1497’de Çar 3. İvan’ın II. Bayezid’e gönderdiği elçi Michail Pleşçeyev ile başlamıştı. Osmanlı Padişahının elçileri nasıl kabul ettiğini bilen Çar 3. İvan, elçiyi Bayezid’e göndermeden önce uyması gereken bir talimatname yazdı ve elçiye bu talimatname dışına çıkmaması emredildi. Buna göre Rus elçisi prosedür gereği ilk önce Kefe’ye oradan da İstanbul’a gelecektir.
Fakat talimatnameye göre elçi ne Kefe’de bulunan Bayezid’in oğlu Mehmed’in huzurunda ve ne de padişahın huzurunda çiz çökmeyecek sadece eğilerek selam verecektir. Bununla da kalmayacak Sarayda hiç bir elçiyi kendi önüne geçirmeyecek, önden gidecek ve sadece padişah ile muhatap olacaktır.
Yazıldığı gibi Rus elçisi Michail Pleşçeyev, talimatnameye sıkı sıkıya bağlı kaldı ve tabiri caizse yapabildiği kadar “ayılığını” gösterdi. Vezirleri muhatap almadı. Padişah önünde diz çökmedi. Vezirlerin elçi onuruna düzenlediği yemeğe gitmedi.
Hediyeleri ve masrafları için verilen parayı kabul etmedi. 3. İvan’ın bu şekilde bir talimatname yazdırmasının sebebi, kendisini bizansın varisi ve ortodoksluğun hamisi kabul ediyordu. Bu yüzden de küçük düşmüyordu. Elçi geri gönderildiğinde. II. Bayezid derhal Kırım Hanı Mengli Giray’a bir mektup yazdı. Elçinin kaba saba hareketlerinden şikayet eden Bayezid böyle “ayıları” bir daha İstanbul’a göndermemesini söyledi.