Osmanlıda Ramazan Bayramı isimli bu yazı, Ramazan-ı Şerif’i ayrı bir coşkuyla karşılayan, yaşayan Osmanlıların, bayramı nasıl kutladığına dair bilgiler vermek amacıyla eklenmiştir.
Ayrıca, Osmanlı bayramlarından günümüze ulaşan çizim, minyatür, fotoğraf vs belgeleri de galeri olarak yazımızın ekinde bulabilirsiniz.
Osmanlıda Ramazan Bayramı
Aslında Iyd-ı fıtr yani Ramazan bayramı Müslümanlar için bir hüzündür. On bir ay yolunu gözledikleri çok kıymetli bir misafiri, bir sultanı yolcu etmişlerdir. Saraylısından köylüsüne kadar Osmanlı halkı, bayramı heyecanla bekler ama bayram huşu ve muhabbetle kutlanırdı.
Sarayda bayram, devletin sultanların ihtişamlarına yaraşır bir biçimde yütürülürdü. Bayram törenlerinin ne şekilde yürütüleceği, kanunnameler ile belirlenmişti. Bu kanunnamelerin ilki, Fatih Sultan Mehmed han tarafından yapılmıştır.
Bayram törenlerinin yürütülme görevi, Teşrifat Kalemi’nin (günümüz adıyla Protokol Müdürlüğü) görevleri arasındaydı
Bayram kutlamaları, Arife günü kurulan Arife Divanı ile öğlen namazının kılınmasına müteakip başlardı. Divan çavuşları ve Has Ahır Seyisleri süslenmiş malzemeler ve atlarla seyrine doyum olmaz manzaralar oluşmasını sağlarlardı.
İkindi namazına müteakiben Mehteran nevbetini vurmaya başlar, padişah bayramlık tahtına otururdu. Dua merasiminin ardından padişah saray görevlilerinin armağanlarını verirdi.
Bayram günü ise padişah bayram namazını Hırka-i Saadet Dairesi‘nde veya Ağalar Camiinde kılar, daha sonra buranın önüne kurulan tahtına otururdu. Dualar ve mehteran eşliğinde saray topluluğu padişahı öven söylemlerde bulunurlardı.
Halk Arasında Bayram Kutlaması
Ramazan bayramı, Osmanlı ahalisi için Ramazan ay’ının ulvi niteliğinden dolayı ayrı bir öneme sahipti. Bayram’da tertemiz kıyafetler bayram boyunca giyilirdi. Hastalar, büyükler ziyaret edilir, fakirlere yardım zirveye çıkardı. Vadesini doldurup dünyadan göç edenler unutulmaz, kabristanlar ziyaretçilerle dolar taşardı.
İstanbul halkı için bayram kutlamalarının şenlik içinde geçmesi, padişahın bayram esnasında şehirde olup olmamasına göre ağırlık kazanırdı. Padişah sefer ya da bir başka nedenle payitaht’ta değilse, kutlamalar biraz eksik kalırdı. Padişah şehirdeyse, kutlamalar bir şenlik halinde geçerdi.
Padişah’ın Bayram Alay merakla ve heyecanla beklenir, padişahı görmek için halk bu bayram alayını asla kaçırmazdı.
Bayramların olmazsa olmazı da hediyeleşmekti. Herkes gücü kuvveti ölçüsünde birbirleri ile hediyeleşmeye önem gösterirdi.
Bayram Kutlamalarından günümüze ulaşanlar