Sakarya Meydan Muharebesi zafer ile taçlandırıldı!
13 Eylül 1921 Salı
Sessizlik!
Günlerdir, haftalardır ilk kez çıt yoktur Haymana Ovası’nda, Sakarya boyunda.
Papoulas’ın son emri uyarınca Yunan 7. Tümeni hariç tüm askeri varlığı sabah gün ağırana kadar Sakarya batısına geçmiştir.
Ama 7. Tümen son ana kadar direnir. 13 Eylül günü öğle saatlerinde ise Kallidopoulos’un tümeni de kendini karşı kıyıya atar.
Ovada duyulan son ses, tren yolunun da geçtiği Beylikköprü’nün imha edilirkenki patlama sesidir.
Sonrası?
Sessizlik!
Batı Cephesi Karargâhı’nda kurmaylar harita başında, Yunan alaylarının mevzilenebilecekleri yerleri çalışmaktadır.
Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Bey ise Mürettep Kolordu tümenlerinden süvari bölüklerini toplamış, karma bir süvari taburu yapmıştır.
Bu tabur diğer süvari tümenlerinden ayrı olarak nehrin karşı kıyısında keşfe çıkacak, “Yunan tümenleri topyekün çekiliyor mu, savunma düzenine geçip mevzi mi tutuyor”, bunu anlayıp Karargâh’a bildirecektir.
Zafer kutlamaya vakit yoktur.
Sakarya Meydan Muharebesi
Başkomutan’ın emriyle tüm kıtalar derhal düşmanı takibe çıkarlar.
Batı Cephesi Komutanlığı’nın son emrinde “tertiplenmekle vakit kaybetmeyin, hemen düşmanın peşine düşün, kaçırmayın” denmektedir.
Düşman takip edilecektir de, nasıl?
Mürettep Kolordu’dan derhal Sakarya Nehri kıyısına inmesi ve Beylikköprü’yü tutması istenir. Tümenlerinde top mermisi kalmayan Kolordu öğle saatlerinde Beylikköprü’ye ulaşır ama artık tutacak bir köprü yoktur. Beylikköprü’nün onarılması haftalar sürecektir.
Kemâlettin Sami Bey’in 4. Grubu cephesinden de aynı haber gelir; “Kavuncu Köprüsü’nü de uçurmuşlar!”
Karargâh zor durumdadır.
Mürettep Tümen’in patlatılmadan kurtardığı Fettahoğlu Köprüsü ise çok güneydedir.
Takibi en az 1 gün geciktirecektir.
Çaresiz, Yunan’ların gelirken ve çekilirken yaptığı gibi, Sakarya üzerine seyyar köprüler kurulacaktır. Muharebelerde siper tahkim etmeye bile tahta bulunamamışken, seyyar köprüler neyle, nasıl yapılır? Tümenler malzeme bulmaya taburlar çıkarır.
Akşama doğru 3. Grup kumandanı Yusuf İzzet (Met) Paşa, 12. Grup kumandanı Miralay Deli Halit (Karsıalan) Bey ve 5. Grup kumandanı Miralay Fahrettin (Altay) Bey Tarlabayırı’nda buluşur. Karargâhtan gelen (Ayıcı) Arif Bey son harekât tarzını anlatır.
Muharebeler boyunca düşman ikmalini allak bullak eden, kazanılan zaferin gizli kahramanlarından, Paşa’nın hayalet süvarilerine, yani Mürettep Tümen’e de Süvari Kolordusu’na katılma emri verilir.
Papoulas’ın kâbusu bitmemektedir!
Nitekim bu emri aldığı sırada Ahmet Zeki Bey tümeniyle cephe gerisinde Yunan’ların en önemli ikmal merkezini, Sivrihisar’ı basmış; 3 otomobil, sayısız tıbbî malzeme, mühimmat ele geçirmiş ve 400 Türk esiri düşmandan kurtarmıştır.
Sivrihisar’ın suyundan içip at binerler!
Ankara halkı uzaktan uzağa duyduğu top seslerinin kesilmesinin ardından sokağa dökülmüş, gelen zafer haberiyle ise sevinçten çılgına dönmüştür.
En zor zamanda, cebinde idam fermanıyla gelen adam verdiği sözü tutmuş, Türk’ün son kalesine düşmanı sokmamıştır.
Gece olur, insanlar evlerine dönmek istememektedir.
Ellerinde kandillerle, meşalelerle Ulus’ta, şimdi Atatürk Anıtı’nın olduğu yerde türküler söylenmekte, miskete diz kırılmaktadır.
Bu zafer Ankara’ya da, Ankaralı’ya da çok yakışmıştır.
Aynı saatlerde zayıf, uzun boylu bir adam Cağaloğlu Yokuşu’nu çıkarken bir şeyler mırıldanmakta, eliyle dizinde ritm tutmaktadır. Müzisyen Ahmet Celalettin Bey’in içi içine sığmamakta, mırıldandığı dizeleri uluorta haykırmak istemektedir.
Çalıştığı müzikhole girer, notaları orkestraya dağıtır.
Hep birlikte büyük bir coşkuyla söylerler.
İzleyiciler doyamaz; bir daha, bir daha..
Gecenin sonunda kapıdan orkestra ve yüze yakın müşteri bunu söyleyerek çıkar.
İstanbul da uyumayacaktır!
Polatlı’da ise bir gece öncesinin “11. Tümen” tedirginliğine Başkomutan’ın bulduğu çözüm hayata geçirilmektedir; Kocaeli Grubu kurulmuş; 17. Tümen, 22. Süvari Alayı ve milisler gruba verilmiş, başına da Deli Halit Bey getirilmiştir!
Dinsizin hakkından imansız gelecektir!
13 Eylül 1921 Salı
Saat 23:00
Başkomutan masasının başına döner, kağıda bir şeyler yazarken kahvesinden bir yudum alır.
Sonra tesbihini doladığı başparmağıyla haritada “Afyon” yazan yere birkaç kez vurur.
Ama çelik gözleri başka bir yere kilitlenmiştir;
“İzmir”