Tabgaç Devleti

Kendilerine “Ulu, saygıdeğer” adını veren Türk Devleti

Tabgaç Devleti

Tabgaç, eski Türkçe’de ‘Ulu, saygıdeğer’ anlamına geliyordu. Göktürkler ‘Tabgaç’ deyimi ile hem Tabgaç Devleti, hem de bu hanedanın hakim bulunduğu Çin ülkesini belirtmiş oluyorlardı.

Tabgaç Devleti

Büyük Asya Hun imparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Çin sınırına yakın bölgelerdeki Türk boyları bu devletin hâkimiyetine girmişlerdi. Fakat 19 kabileden oluşan bu kalabalık Türk kütlesi varlığını korumuş, Çin’deki kargaşalıktan yararlanarak bağımsızlıklarını tekrar kazanmışlardı. Bu 19 kabileden biri Mete’nin kabilesi olan Tu-ku (Çinliler Türk sözünü böyle telaffuz ediyorlardı ve kayıtlara böyle geçmiştir), İkincisi de Çinlilerin Topa dedikleri “Tabgaç’lar” idi.

Bu Türk boylarının kurduğu devlet önce Sienpi, sonra Tabgaç hanedanlarının yönetiminde kısa zamanda gelişti ve Çin’in bir bölümünü ele geçirerek bu devlet üzerinde hâkimiyet kurdu. Sienpi hanedanı 220’lere doğru idareyi ele almış ve 4. yüzyıl ortalarına kadar hüküm sürmüşlerdir. Bu dönemde Tuku başbuğu Yilü 311 yılında Çin başkenti Loyang’ ı zaptetti. Fakat bu Türk devletine tâbi olan Moğollar, Tunguzlar ve Çinliler çoğunluktaydı ve idareye de katılıyorlardı.

Dördüncü yüzyıl ortalarında iktidarı Sienpi’lerin elinden Çinlilerin Topa dedikleri Tabgaç hanedanı aldı. Tabgaç, eski Türkçe’de ‘Ulu, saygıdeğer’ anlamına geliyordu. Göktürkler ‘Tabgaç’ deyimi ile hem Tabgaç devletini, hem de bu hanedanın hakim bulunduğu Çin ülkesini belirtmiş oluyorlardı. Daha sonra Karahanlılar, Tafgaç ve Tamgaç şeklinde ifade edilen bu ismi, “Ulu, saygıdeğer” anlamına da geldiği için, bir ünvan olarak kullandılar.

Tabgaçların ilk başkenti Kuzey Şansi’deki Tai şehri idi. Süratle gelişen bu devlet, çevresindeki 16 kadar küçük devleti egemenliğine aldıktan sonra, Doğu Çin’in verimli topraklarını da ele geçirdi, Pekin yakınlarındaki Huang-ho nehrinin dirseğine kadar olan bölgeleri kontrolüne aldı. Bu sırada, Çinlilerden çok Sienpilerin mirasçısı olduklarını iddia eden Juan-Juan (Cücen)larla mücadele ediyordu.

Tabgaç devleti en parlak dönemini tanhuları (yabguları), Tao devrinde 424-452 yılları arasında yaşadı. Tao, Juan-Juanları yendi. Bağımsız hareket eden bazı Hun boylarını da idaresi altında topladı ve bütün Kuzey Çin’i ve Moğolistan’ ın bir kısmını işgal etti. Site devletler halinde yaşayan başta Kaşgar, Karaşar, Turfan olmak üzere 30 kadar büyük şehir ve Karasu’daki Hun devleti Tabgaçların idaresine geçince, meşhur İpek Yolu tamamen Türklerin denetimine alınmış oluyordu.Tabgaç hükümdarı Tao kendisine Börü(Kurt) lâkabını almıştı. Kurt görmüş gibi kaçan Çin askerlerine de “..taylardan, düvelerden arksız bir kalabalık” diyordu.

Budizm tehlikesi

Tabgaçların askerî bakımdan en güçlü oldukları bu dönemde sosyal yapıyı, dolayısıyla da Türklerin atılgan ve savaşçı karakterini tehdit eden bir tehlike belirdi. Bu, Çin’de yayılmakta olan, Türkleri de etkilemeye çalışan Budizm idi.

Tao, Budizm’in Türkler arasında yayılmasını önlemek için, Budistlerin Türk topraklarında tapınak yapmalarını, Çin’de ise tapınak dışında Budizm propagandası yapılmasını yasakladı.. Bu yasağa uymayanlara ağır cezalar verildi.

Fakat, Tao’dan sonra hükümdar olan Kaoçung ve I. Hong, şehir hükümetlerinin sayısını 50’ye çıkararak siyasî nüfuz alanlarını genişletmiş, buna karşılık Budizm’in yayılmasını önleyecek tedbirleri ihmal etmişlerdi. Bu hükümdarlar Budizm’i engellemeye çalışmadıkları gibi, onu himaye bile ettiler. Bunun sonucu olarak yeni din gittikçe yayıldı. 479 yılında Tabgaç devletinde” 100’den fazla Budist tapınağı ve 2000’den fazla Budist rahip bulunuyordu.

bulunuyordu.
Budizm yüzünden Türklerin örf ve âdetleri, giyim tarzları bile değişmeye başladı. Yine Budizm yüzünden öz Türkçe olan Tabgaç dili de ihmal edilmiş, yazışmalarda Türkçe deyimlerin kullanılmasından vazgeçilmişti. Bü yeni dinin bir etkisi de Türklerin savaşçı niteliklerini gittikçe kaybetmelerine yol açması idi.

Tarih boyunca din değiştirirken örf ve âdetlerini, ata saygısını, köke bağlılığı, askerî vasfını kaybeden bütün topluluklarda görüldüğü gibi, Tabgaç Türkleri de aynı sebeplerden dolayı benliğini yitirdi, iyice zayıflayıp ikiye bölündüğü zaman, askerî güçle Türkleri durduramayan Çin, ikiye bölünen Tabgaç devletini kolayca yutuverdi.

Yeni büyük Türk devletini, Budizm’e kapılmamış olan başka Türk boyları meydana getirecekti. Fakat Budizm’e kapılan Türkler, eriyip yok olacaklardı.

Kaynak: Türklerin Altın Kitabı

What do you think?

14. Yüzyılda Bilim Kültür ve Sanat

Sultan İkinci Murad